Bahçeli, küme toplantısında “Merhum büyüğümüz Osman Yüksel Serdengeçti” dedi, Osman Yüksel Serdengeçti’nin “İmparatorluğa Mersiye” şiirini okudu: “Bin yıl oldu toprağına basalı, Oldukça oldu kılıçları asalı, Bülbüllerin onun için tasalı, Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri, Biz neyledik o koskoca elleri? Yol görünür, hakan buyruk verirdi, Dalga dalga ordularım yürürdü, Hamlemizden dağlar taşlar erirdi, Dolu dizgin aştık kaç belleri, Biz neyledik o koskoca elleri?
Kosovalar, Plevneler bizsizdir, Yosun tutmuş camilerim ıssızdır, Boynu bükük minareler öksüzdür, Açmaz olmuş kızanlığın gülleri, Biz neyledik o koskoca elleri? Yıllarca içten içe dövündük, yıllardır kayıplarımıza üzüldük.
Çünkü üç kıtaya tutunmuş, öbür medeniyet ve milletlere cins üstüne cins bindirmiş bir imparatorluk bakiyesini kalbimizde taşıyorduk. Boynu bükük halde çekildiğimiz toprakları hiç unutmadık. Gerimizde bıraktığımız mazlum yüzleri, asırlarca birlikte yaşadığımız cefakar kardeşlerimizi hiç aklımızdan çıkarmadık.”
Devlet Bahçeli’nin şiirini okuduğu şair Osman Yüksel Fedai, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı ile tanınıyor.
İNKILAPLARA KARŞI
Gerçek ismi Osman Zeki Yüksel olan Osman Yüksel Fedai, 1917’de Antalya’nın Akseki ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde okurken 1944 olayları sırasında mahpus yattı. Hapishanede, Hüseyin Nihal Atsız ile ahbaplık kurdu. Daha sonra Hasan Ali Yücel’e “alçak” dediği bir mektup yazdı.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen ve tarihe “Türk Devrimi” olarak geçen inkılaplara karşı çıkan Fedai, başta harf inkılabı ve laiklik olmak üzere, Atatürk ihtilalleri için şu sözleri kullandı: “Sahte inkılapçılar yaptı. Jenerasyonumuzu mahvettiler.”
Serdengeçti tıpkı vakitte Necip Fazıl Kısakürek’in de dostuydu.
Serdengeçti mecmuasını yayınladı ve Yüksel olan soyadını daha sonra bu mecmuanın ismiyle değiştirdi.
Osman Yüksel Fedai, periyodun Ulusal Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in, köy enstitüleri ile bir proje başlattığını ve projenin sonunda Türkiye’nin, Sovyetler Birliği’ne dahil olacağına dair komplo teorileri üretti ve bunları yayınladı.
1950’de Adnan Menderes ve Demokrat Parti seçildikten sonra yazdığı “Yıkıldılar” başlıklı yazıda ise şu sözleri kullandı: “Kendilerini yarı ilâh sanıyorlardı. Yapanlar onlardı; yaratanlar onlardı!..
Milleti onlar kurtarmıştı. Partilerinden bahsederken gururlu partimiz diyorlardı!.. 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı. O kadar ileri fikirli, o kadar ileri gidiyorlardı ki, 400 yıllık arayı yirmi yılda kat etmişlerdi!..
Her şey onlarla başlıyordu. Şanlar, gururlarla dolu Türk tarihi onlarca zamanı istibdattı. Kapkara orta çağdı.
Tam 30 yıl İlahlar üzere konuştular; firavunlar üzere saltanat sürdüler. Yediler, içtiler, kustular. Bol harcırahlar, özel vagonlar, yatlar, kökünü kazıdıkları sultanların saraylarında şahane hayatlar, zevk, cümbüş âlemleri…
Vur patlasın çal oynasın! Her gün bayram… Her gün seyran! Altta kalanın canı çıksın. Altta kalan milletti, halktı, köylü idi… Amma nutuklarda, afişlerde “Bu milletin efendisi köylüdür” diye yazılı idi. Halkı ve köylüyü “Efendimiz sensin! Efendi, efendi” diye soydular. Ne usandılar ne utandılar ne doyurdular…”
MAHİR ÜNAL’A REAKSİYON GÖSTERMİŞTİ
AKP Küme Başkanvekili Uzman Ünal, Cumhuriyet’i ve ihtilalleri şu sözlerle gaye aldı: “Kültür ihtilali olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, lisanımızı, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçeyle niyet üretemeyiz.”
Devlet Bahçeli, Yetenekli Ünal’a reaksiyon göstermişti: “Cumhuriyet’in Türk kültürüne, lisanına ve düşünme setlerimize ziyan verdiğini argüman edenler bahtsız, tarifsiz ve temelsiz yanlışın pençesindedirler.”
Bahçeli’nin o açıklamasından sonra Becerikli Ünal, misyondan affını istedi.
