Yusuf Yavuz
Doğu-Batı tarafında uzanan kentin yayıldığı alanda Düden Çayı, Boğaçay üzere akarsuların yanında büyüklü küçüklü çok sayıda dere yatağı bulunuyor. Birçoğu artık kentleşme alanı içerisinde kaybolmuş ya da ‘ıslah’ edilerek betondan birer kanala dönüşmüş durumda.
Bu akarsulardan biri de Konyaaltı ilçesindeki Göksu Çayı. Kuzeyden gelip Boğaçayı’na karışan Karaman Çayı’nın bir kolu olan Göksu Çayı, Molla Yusuf Mahallesi’ndeki yaklaşık 1 kilometrelik doğal yatağında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Geçmişte bu bölgede pamuk, narenciye ve daha güney bölümlerinde yasemin üretimi yapılan tarım yerleri bulunuyordu. Lakin son 20-30 yılda birer birer imara açılan tarım alanlarında bugün lüks konutlar ve siteler yer alıyor. Apartman ortalarında kalan tek tük narenciye bahçeleri ve nitelikli tarım toprakları da betona kurban edilecekleri günü bekliyor…
BATI ETRAF YOLUNUN KIYILARI VİLLALARLA DOLMAYA BAŞLADI
Göksu Çayı’nın batısı ile Batı Etraf Yolu ortasındaki kalan bölge, Karamersin Mevkii olarak anılıyor. Etraf yolunun geçmesiyle birlikte bu verimli tarım toprakları ve narenciye bahçeleri de son 5-6 yılda villalarla dolmaya başladı. O denli ki etraf yolunun kamulaştırma süreçleri sırasında bölgedeki tarım toprağı ve bahçe sahiplerine kamulaştırma bedeli ödenek yerine yerlerini imara açma teklifi yapıldığı gündeme gelmişti.
Batı Etraf Yolu’nun Çakırlar Yoluyla kesiştiği bölge son yıllarda lüks villalarla dolmaya başladı. Etraf düzenlemesi ve altyapısı bulunmayan bölgede sağlıklı şimdi bir ömür olmuşmuş değil lakin bu bölgedeki inşaat atıklarının gelişi hoş ve kontrolsüzce dere yataklarına ya da artık gözden çıkarılmış olan narenciye bahçelerinin kıyılarına dökülmesi bölgede yaşayan vatandaşların yansısını çekiyor.
SÖKÜLMÜŞ KLOZETTEN ASFALT ATIĞINA ÇÖPLÜĞE DÖNEN BÖLGE
Göksu Çayı’nın kıyıları Boğaçayı’na ulaşıncaya kadar inşaat atıkları, hafriyat ve moloz yığınlarıyla dolu. Kazınmış asfalt modülleri, sökülmüş klozetler, eskimiş halı paçavraları ve akla gelen gelmeyen her türlü çöp!
BAŞKAN BÖCEK’İN MAHALLESİ
Bu bölge birebir vakitte Antalya Büyükşehir Belediye Lideri Muhittin Böcek’in çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği mahalle. Mahalle sakinleri hala Lider Böcek’İn gençliğinde buradaki tarlalarda pamuk topladığını anlatır. Lider Böcek’in ve babası Mustafa Böcek’in ismini taşıyan Anadolu Lisesi de bu bölgede yer alıyor.
Mahalle sakinlerinin kontrolsüz hafriyat dökülmesi konusunda vakit zaman lokal idarelere yaptıkları şikâyetler ve CİMER müracaatları sonuçsuz kalmış. Yıllardır bir türlü çözülemeyen moloz dökümü probleminin kontrol altına alınmasını, sorumlulara yaptırımlar uygulanmasını isteyen vatandaşlar yansılı.
BÖLGEDE DÜZGÜN PARTİ VİLAYET LİDERİNİN VİLLALARI DA VAR
Göksu Çayının batısında yaklaşık üç yıldır inşaatı süren toplu villaların DÜZGÜN Parti Antalya Vilayet Lideri Mehmet Başaran’ın firmasına ilişkin olduğu öne sürülüyor. Moloz ve inşaat atıklarının, kontrolsüz hafriyatın en çok yığıldığı alanlardan biri de 20280/8 parselde yer alan bu villaların çabucak önünde bulunuyor. Bu atıkların direkt bu inşaatlardan mı çıktığı, yoksa öteki yerlerden mi getirilip döküldüğü konusunda bir bilgi yok. Zira kontrol ve izleme yok. Gece-gündüz bu alanda moloz dağları oluşmaya devam ediyor.
MOLOZU GÖMEREK GÖRÜNMEZ KILMAYA ÇALIŞAN MAHALLÎ YÖNETİM
Daha evvel bu alana geçiş sağlamak için inşa edilen köprünün iki ayağı da bu molozlarla doldurulmuştu. Yasal olarak mücavir alan içerisinde ortaya çıkan hafriyat, moloz ve inşaat atıklarını denetlemesi ve bertaraf etmesi gereken mahallî idare, molozları köprü inşaatına gömerek “görünmez” hale getirme yolunu seçiyor.
İMAR RANTI ÇOK LAKİN MOLOZ DENETİMİ YOK
İmar rantının öne çıktığı Antalya üzere kentlerde kontrolsüz hafriyat dökülmesi kıymetli etraf sıkıntılarından biri. Belediyelerin meclis gündemlerinin çok büyük bir kısmı imar tadilatı ya da yeni imar alanları açılması üzere başlıklardan oluşuyor. Lakin çok inşaat ve tadilatlardan, hafriyat çalışmalarından çıkan atıkların bertaraf edilmesi, sistemli depolama alanı oluşturulması ve en kıymetlisi de denetim-izleme yapılması konusunda gözle görülür bir çalışma yok. Belediyelerin vazife ve sorumluluklarından biri olan hafriyat kontrolü, ‘Hafriyat Toprağı, İnşaat Yıkıntı ve Atıklarının Denetimi Yönetmeliği’ ile belirleniyor. Yönetmelik, mücavir alan içerisinde belediyelere misyon ve sorumluluk yüklüyor. Lokal yöneticilerin ve idarecilerin her fırsatta “dünya kentiyiz” benzetmesi yaptığı Antalya üzere vitrin bir kentte hala hafriyat sıkıntısının çözülememiş olması en hafif tabirle lokal idarelerin ayıbı olarak kent yaşayanlarının yüreğini sızlatmayı sürdürüyor…
MOLOZ KENTTE BİR VİLLA 20 MİLYON
Konunun bir öteki çarpıcı yanı da moloz yığınlarının kıyısında lüks ve tabiatla iç içe hayat vaadi sunan villaların milyonlarca liralık fiyatlardan satışa sunulması. Yabancılara vatandaşlık verilmesine de imkan sağlayacak biçimde satışa konulan bu bölgedeki villalar 13 ila 20 milyon TL ortasında değişen fiyatlardan satılıyor.
YASA VE YÖNETMELİKLER NEDEN UYGULANMIYOR
Doğal ömür alanları, su kaynakları, görkemli dağları ve verimli tarım topraklarıyla bir yeryüzü cenneti olan Antalya’nın çöplüğe dönüştürülmesinin önüne geçecek bir lokal yönetici aranıyor. Muhtaç olunan destekler, ilgili yasa ve yönetmeliklerde mevcut. Tek yapılması gereken misyon ve sorumlulukları yerine getirmek…
Yusuf Yavuz
