Hürrem Elmasçı
Benim canım okurlarım, ben sizi hiç habersiz bırakır mıyım?
Bu genç kuşak gazeteciler vallahi hiç kusura bakmasınlar ya biraz miskin ya da her tarafı yönetim etmeye çalışıyorlar. Mesela bizim pek sevdiğimiz İsmail Saymaz. Bir eli Sayın Ekrem İmamoğlu’nda bir eli Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nda sanki…
Hatta… Burada durayım çocuklar, her ne kadar geçen yazımda verdiğim konut ödevini yapmasa da daima takip ederim İsmail Beyefendisi.
Yani çocuklar İsmail Saymaz’ın yap(a)madığı konut ödevi de bana kaldı güzel mi?
Yazacağım mecbur..
RIFKIN TELEFON ETTİ
Nerede kalmıştık? Hah, Sayın İmamoğlu’nun 14 Aralık’ta davası varken, Kılıçdaroğlu neden Berlin’e gitti? Kılıçdaroğlu dediği üzere yeni başdanışmanı Rıfkın ile neden buluşamadı?
İşin gerçeği neydi? Hazır mısınız:
VARAN 1) Yeni başdanışman Jeremy Rıfkın, CHP Genel Merkezi’ne Berlin’e gelmeyeceğini 13 Aralık Salı akşamı TSİ 22:39’da bildirdi. Yani Rıfkın, ABD’de yaşadığı için oranın saatiyle sabah uyanır uyanmaz, “Ben Berlin’e gelmiyorum” diye bilgi verdi. Yalanlamaya çalışmayın ikazını yapayım. Sonra demedi demeyin…
ETO EKİBİ
VARAN 2) Bu Rıfkın telefonu, malum takımda, ki ben bunlara “ETO” ismini koydum (Enis Berberoğlu-Tuncay Özkan- Okan Konuralp) panik yarattı. Zira Sayın Kılıçdaroğlu Rıfkın Beyefendi ile görüşmek için Berlin’e gidiyordu. Ne olacaktı artık; seyahat asıl emeline hasıl olmayacaktı. Buna karşın ETO grubu sabah uçağıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nu Berlin’e yolladı. Zira, Sayın İmamoğlu’nun karar davasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da olmasını istemediler.
Ah çocuklar ah CHP içindeki bu üçlüyü nasıl kıymetlendirmek lazım; Aydın Doğan Grubu’nda mı alıştılar siyaseti dizayn etmeye sanki?
BERLİN AYRINTISI
VARAN 3) Çocuklar biliyorsunuz, pazar günü de yazdım. 14 Aralık’ta Berlin’e giden Sayın Kılıçdaroğlu yalnızca Almanya Büyükelçimiz Ahmet Beyefendisi ziyaret etti.. Bir de Nazimiyeli hemşehrisi (adını söylediler lakin unuttum çocuklar yaşlılığıma verin) bir profesörü.
Vallahi ben en son Osman Korutürk’ü tanırım Berlin büyükelçisi olarak. Tabi ki Onurcum ve Volkan’ı da es geçmeyeyim, tıpkı etrafın insanıyız, samimiyetim bundan…
Berlin’de programı yok Sayın Kılıçdaroğlu’nun çocuklar. Pekala, niçin gitti Berlin’e? Bunu niye gazeteciler sorgulamıyor? ETO medyaya sızdırıldı; “iptal edilemeyecek programı vardı” diye!
İptal edilemeyecek program işte bu çocuklar. İsmail Saymaz üzere Berlin’e giden gazeteciler bu kıymetli ayrıntıyı nasıl atladı?
AMAÇ ÇOK BELLİ
VARAN 4)
Kaç kere yazdım burada, dışişlerinden emekli olsam da hala “öğrencilerim” bu kutsal vazifesi yapıyor çocuklar.
Hepsini öğrendim bir bir… Şu detaylar değerli:
Berlin gezisi birinci olarak Aralık ayı sonuna planlandı. Tabi bu akıllı ETO grubu (Almanca bilen Berberoğlu bu mevzuyu nasıl atladı!) Noel tatilini hesap etmemişti.
Sonra geziyi 16 Aralık tarihine çektiler. Sayın İmamoğlu duruşmasına günler varken, soluklar tutulup karar beklenirken Almanya gezisi birdenbire 14 Aralık’a çekildi. Niçin? Üstte yazdım, 14 Aralık’ta Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerli programı dahi yok iken neden Berlin’e götürüldü?
Kusura bakmayınız lütfen, Berlin gezisi net bir biçimde, Sayın İmamoğlu davasından Sayın Kılıçdaroğlu’nu uzaklaştırmak için planlandı.
Berlin gezisi, Sayın Kılıçdaroğlu kabul etse de etmese de onun ismine üzücü dönüm noktası oldu.
Pazar günü buradan yazdım, Sayın Kılıçdaroğlu’na sordum; “Siz gönüllerde yükselirken, bırakınız belediye liderinizi herkese sahip çıkarken, adaletin sembolü olurken böylesine bir karar duruşmasında olmayıp sizi Berlin’e taşıyanlar kim? Bu yanılgıları yaptıran kim?”
Gördüm ki sormamış, sormuyor, sorgulamıyor. Vardır herhalde bir bildiği…
Sayın Kılıçdaroğlu sormuyor ancak CHP genel merkezi fokur fokur kaynıyor. Kimi gazeteciler koskoca CHP’yi gazete-TV yönetir üzere dizayn etmeye çalışıyor…
