Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Lideri Şahap Kavcıoğlu, enflasyona ait olarak 2024 yılında yüzde 8,8’e gerileyeceğini söyledi. Kavcıoğlu “Uluslararası rezervlerimiz 2022 yılında 11,5 milyar Dolar artış ile 123 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır ve artış eğilimini korumaktadır. Orta vadedeki enflasyon kestirimlerimiz çerçevesinde 2023 yılında enflasyon oranının yüzde 22.3’e düşeceğini, 2024 yılında ise tek haneye gerileyerek yüzde 8.8 oranında gerçekleşeceğini öngörüyoruz” tabirlerini kullandı.
Şahap Kavcıoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Enerji ithalatımızın ulusal gelir içerisindeki hissesi yüzde 3,8’den tarihi rekor niteliğindeki yüzde 10,9’a çıkmıştır. Merkez Bankası olarak para siyasetinin tesir alanının dışında kalan arz taraflı maliyet baskılarına tek başına faizleri artırmaya odaklanmış siyasetlerle karşılık vermenin tesirli olmayacağını kıymetlendiriyoruz. Bunun yerine enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmek gayesiyle üretimi ve yatırımları destekleyici, cari fazla kapasitemizi artırıcı siyasetler uygulamayı gerekli görüyoruz.
Orta vadedeki enflasyon varsayımlarımız çerçevesinde 2023 yılında enflasyon oranının yüzde 22.3’e düşeceğini, 2024 yılında ise tek haneye gerileyerek yüzde 8.8 oranında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Memleketler arası rezervlerimiz 2022 yılında 11,5 milyar dolar artış ile 123 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır ve artış eğilimini korumaktadır.
Merkez Bankası olarak, para siyasetinin tesir alanının dışında kalan arz taraflı maliyet baskılarına tek başına faizleri artırmaya odaklanmış siyasetlerle karşılık vermenin tesirli olmayacağını kıymetlendiriyoruz. Bunun yerine, enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmek hedefiyle, üretimi ve yatırımları destekleyici, cari fazla kapasitemizi artırıcı siyasetler uygulamayı gerekli görüyoruz.
Ağustos-Kasım devrinde siyaset faizini toplamda 500 baz puan indirerek yüzde 9 düzeyine getirmiş bulunmaktayız. Aldığımız kararların, 2023 yılı içerisinde ekonomimizin dayanıklılığını artırarak; arzın, yatırımların ve ihracatın sürekliliğine ve arz kapasitemizin korunmasına kıymetli ölçüde katkı sağlayacağını öngörüyoruz.
Uluslararası rezervlerimizi güçlendirmeye yönelik olarak proaktif bir rezerv idaresi anlayışı benimsedik. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz yeni yaklaşımlarla bir taraftan rezerv kaynaklarımızı çeşitlendirdik.
Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin arttığı bir ortamda, yapısal olarak güçlenen cari fazla kapasitemizin en kıymetli ögesi olan sanayi üretiminde yakaladığımız ivmenin ve istihdamdaki kazanımlarımızın devamı açısından finansal şartların destekleyici olması gerektiğini düşünüyoruz. “
