CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Meclis’teki basın toplantısında şu tabirleri kullandı:
“Medyayı, “ne değerine olursa olsun İktidarda kalma” anlayışının desteği olarak gören AKP;
Gözü kara formda kendi medyasını yaratma faaliyetlerine girişmiştir.
AKP ve Saray, Medyayı, toplumun taleplerinin ve problemlerinin sesi olmak yerine; Kutuplaşmanın, dezenformasyonun, Sıcak para operasyonlarının, şantajın ve tehdidin
Aracı haline getirmiştir. AKP’nin 20 yıllık iktidarında medyanın topluma karşı sorumluluk anlayışı zayıflatılmış, gazeteciliğin hak ve sorumlulukları yıpratılmış, medya meslek örgütleri ve medya çalışanlarının örgütlülüğü güçsüz bırakılmıştır.
20 yıllık iktidarında AKP, ekonomik ve siyasi baskının yanı sıra; devlet kurumlarını, yargıyı, kamu bankalarını, kamu ihalelerini kullanarak ve yurt dışı uzantıları da bulunan“sıcak para operasyonları” ile medyaya çökmüştür.
• Kamu kurumlarından ilan-reklam yoluyla yandaşa kaynak aktarma,
• Kamu bankalarının kredi imkanları ve kamu ihaleleri ile medya sahipliğini belirleme,
• Bağımsız medyaya ilan kesme ve yayın durdurma cezaları,
• Medya çalışanlarına işsizliği, sendikasızlığı, örgütsüzlüğü dayatma,
• Tazminat ve ceza davalarıyla sindirme, bastırma teşebbüsleri,
• Cumhurbaşkanı’nın, İçişleri Bakanı’nın, Bağlantı Başkanı’nın ve RTÜK Başkanı’nın medya mensuplarına yönelik tehditleri,
• Medya çalışanlarına gözaltı, tutuklama ve fiziki saldırılar…
AKP, her biri birer hata olan teknikleri kullanarak medyayı, saray iktidarı lehine dönüştürmüş,
medya kuruluşlarını ele geçirmiş,
Medyayı hem yapısal olarak hem mesleksel olarak çökertmiş, ve medya alanına çökmüştür.
AKP’nin 20 yıllık iktidarında;
● Ülkemizde yayın yapan, ulusal-yerel toplam 1800 gazetenin yarıya yakını kapanmıştır.
● Ulusal yayın yapan televizyon kanallarının neredeyse yüzde 90’ı Saray’ın denetimine geçmiştir.
● Yerel-bölgesel televizyon kanallarının yüzde 90’a yakını kapanmıştır.
● 2002-2022 yılları ortasında başta yerel-bölgesel radyolar olmak üzere radyoların yüzde 70’e yakını yayınlarını sonlandırmak zorunda kalmıştır.
● En az 12 bin medya çalışanı işsiz kalmış, medya alanında işsizlik oranı % 40’ı bulmuştur.
● İrtibat fakültelerinden mezun olanların medya alanında iş bulma oranı yüzde 5’e kadar düşmüştür.
● Medya iş kolundaki çalışanların yüzde 90’ı örgütsüz, sendikasız bırakılmıştır.
● Gazetecilerin 5 yıl olan erken emeklilik hakkı AKP devrinde 3.5 yıla düşürülerek basın kartı kaidesine bağlanmıştır.
● Dezenformasyon yasası ile toplumsal medya ve internet medyası üzerinde iktidar baskısı kurulmuştur. Saray’ın bu alana tümüyle çökme planları devam etmektedir.
Medya alanını çökerten AKP; Radyo Televizyon Üst Kurulu’nu, Basın İlan Kurumu’nu, Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumu’nu, Anadolu Ajansı’nı, büyük oranda TRT’yi ve Bağlantı Başkanlığı’nı,
Saray’ın medya operasyonlarını yürütme aygıtları olarak konumlandırılmıştır.
AKP’NİN MEDYAYA ÇÖKME OPERASYONLARI
20 yıllık AKP iktidarında, başta ana akım olarak nitelendirilen medya olmak üzere, medyanın sahiplik yapısı büyük bir dönüşüme uğramış, medya mülkiyetinin el değiştirmesinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Kamu bankaları ve yargı kurumları başta olmak üzere kamu kuruluşları Saray iktidarı lehine kullanılmıştır.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında medya alanındaki beş büyük medya kümesi olan Doğan, Sabah, Uzan, Çukurova ve Doğuş kümelerinin bugünkü sahiplik durumuna bakıldığında AKP periyodundaki medya operasyonlarının boyutu daha uygun anlaşılacaktır.
Ciner Grubu’nun el değiştirmesinde, milyar dolarlık medya operasyonunun 750 milyon doları Halk Bankası ve Vakıfbank’tan sağlanmıştır.
Doğan Grubu’nun, Demirören Grubu’na geçmesinde, tekrar kamu bankaları kullanılmış, Ziraat Bankası, Demirören Grubu’na 675 milyon dolar kredi vermiştir.
Demirören bu krediyi ödememiş, buna karşın Ziraat Bankası Demirören’in borcunu iki kere yapılandırmış,
Faiz indirimi uygulayarak borcu 14 yıl vadeye yaymıştır.
Medya operasyonları ile Saray, Türkiye medyasının neredeyse yüzde 90’ının üzerinde
tam hakimiyet kurmuştur.
Günümüzde Türkiye’nin en büyük medya şirketleri üçüncü havalimanından metro inşaatına ve kentsel dönüşüm projelerine kadar milyarlarca liralık kamu ihaleleri almaktadırlar.
Medya dışı dallarda faaliyet gösteren, kamu ihaleleri alan medya şirketlerinin içerik üretimleri,
manşetleri, haber tercihleri saray iktidarı ile tam uyumlu hale gelmiştir.
SARAY’IN MEDYADA OPERASYON AYGITLARI
AKP iktidarında; Radyo Televizyon Üst Konseyi (RTÜK) görsel-işitsel medyayı Basın İlan Kurumu (BİK) yazılı medyayı, Bilgi Teknolojileri ve Bağlantı Kurumu (BTK) internet medyasını ve toplumsal medyayı baskı altına almak gayesiyle konumlandırılmıştır.
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı (CİB) Saray’ın medya operasyonlarının çatı kuruluşu olarak yapılandırılmıştır. Anadolu Ajansı ve büyük oranda TRT de Saray medya operasyonlarının aracı haline getirilmiştir.
RTÜK, Saray’ın cezalandırma aygıtına, Basın İlan Kurumu, Saray’ın havuzu besleme aygıtına
Bilgi Teknolojileri İrtibat Kurumu BTK, Saray’ın sorgusuz infaz kurumuna dönüştürülmüştür.
İletişim Başkanlığı ise Saray’ın operasyon planlama merkezi olarak kurulmuştur.
Bütün bu operasyonlarla ayrıyeten;
Kamu yayıncılığı da yok edilmiştir.
Medya örgütlülüğü çökertilmiştir.
Yerel medya yere serilmiş, gözden çıkarılmıştır.
Medya mensupları daima baskı altına alınmıştır
MEDYA İŞÇİLERİ DAİMA BASKI ALTINDA
Saray’da oluşturulan İrtibat Başkanlığı,
medya mensuplarına yapılan planlı baskının odağı olmuştur.
● Basın kartlarının iptal edilmesi yahut gerekçesiz halde bekletilmesi,
● Patronaja yapılan baskı ile işten çıkarılma,
● Akreditasyon uygulaması ile gazetecilerin Cumhurbaşkanını, bakanları, Saray’ı izlemelerinin engellenmesi,
● Cumhurbaşkanının yurtdışı seyahatlerine yalnızca Bağlantı Başkanlığının onay verdiği gazetelerin katılabilmesi.
● Cumhurbaşkanını izlemesine müsaade verilen gazetecilerin bile soru sormalarına müsaade verilmemesi,
● Gazeteciliğin tehdit, gazetecilerin hatalı olarak görülmesi,
● Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının ve İrtibat Liderinin sık sık isim vererek gazetecileri gaye göstermesi,
● Tazminat davaları ile gazetecilerin sindirilmeye çalışılması…
● Gazetecilerin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınması, tutuklanması…
AZ KALDI…MEDYA AYAĞA KALKACAKTIR
Medyayı tehdit,
Haberciliği cürüm olarak gören ‘Tek Adam” yönetimi
Önümüzdeki birinci seçimlerde sona erecektir.
Saray iktidarının sona ermesiyle
Çok yakında ülkemizde medya için de yeni bir periyot başlayacaktır.
Ülkemizin demokratik ve basın tarihinin birikimleri
Direnen medyanın gayreti,
AKP’nin medyada yarattığı yıkımı aşacak güçtedir.
Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında,
Millet İktidarında medyanın problemleri,
Medya özgürlüğü ve medya örgütlülüğü temel alınarak
Çözüme kavuşturulacaktır.
Bunun için;
● Basın İş Kanunu Güncellenecektir
● Medya Çalışanlarının Örgütlülüğü ve İstihdamı Teşvik Edilecektir
● Basın İlan Kurumu Tekrar Yapılandırılacaktır
● RTÜK, Bir Düzenleme Kurumuna Dönüştürülecektir
● Telif Meseleleri Tahlile Kavuşturulacaktır
● Medyanın Dijital Dönüşümü Desteklenecektir
● Medya Kurumlarının Sahiplik Yapısı ile İlgili Düzenlemeler Yapılacaktır
● Tiraj, İzlenme ve Dinlenmede Yeni Ölçümleme Sistemi Kurulacaktır
● Medya İktisadı İçin Planlama Yapılacaktır
● TRT ve AA Halkın Sesi Olacaktır
● Medya Meslek Örgütleri Güçlendirilecektir
Az Kaldı…
Medyayı, medya kurumlarımızı, medya işçilerimizi
Kutuplaşmanın, ayrışmanın, kamplaşmanın aracı olmaktan çıkaracağız.
En değerlisi de
Medyanın toplum üzerindeki yıkıcı tesirinin bir sonucu olan
Bu kamplaşmaları ortadan kaldıracağız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere
“Basını Milletin Müşterek Sesi” yapmamız lazım.
Türkiye’de medya halkın müşterek sesi, halkın medyası olacaktır.
Çok çalışacağız…
Ve kesinlikle başaracağız…”
Odatv.com
